Bu kitapta söz konusu edilen, romantizm ve romantikliktir. Romantizm bir dönemdir; romantiklik ise bu dönemle sınırlı olmayan tinsel bir tavırdır. Bu tavır romantizm döneminde en mükemmel ifadesini bulmuştur, ama bu çağla sınırlı değildir; romantiklik bugüne kadar sürmüştür. Sadece Almanlara özgü bir olgu da değildir, ama Almanya’da özel bir biçim kazanmıştır, öyle ki Alman kültürü yurt dışında bazen romantizmle ve romantiklikle özdeşleştirilir.
Romantiklik, onu aynı zamanda aşmak isteyen Heine’de olduğu kadar, arkadaşı Karl Marx’ta da bulunur. 1848 Mart Devrimi öncesindeki dönem, romantikliği politikaya, ulusal ve sosyal düşlere akıtmıştır. Sonra romantik olmak istemeyen, ama Dionysos’un müritleri olarak yine de romantik olan Richard Wagner ve Friedrich Nietzsche. 1900 civarındaki gençlik hareketi dizginsizce romantikti. 1914’te savaş başlangıcında Thomas Mann ve diğerleri, Almanya’nın romantik kültürünü Batı uygarlığına karşı savunmaları gerektiğine inanıyordu. ’20’li yılların huzursuzluğu, romantik heyecanlar, enflasyon azizleri, tarikatlar ve cemiyetler, hacılar için uygun bir zemindir; herkes büyük anın, politik kurtuluşun gelişini beklemektedir.
Romantik ruhun yapısı çok çeşitlidir, müzikseldir, arayıştadır ve arayıcıdır, geleceğin ve geçmişin derinliklerini, gündelik şeylerdeki sürprizleri, aşırılıkları, bilinçdışını, düşleri, çılgınlığı, tefekkürün labirentlerini sever. Romantik ruh olduğu gibi kalmaz, dönüşmektedir ve çelişkilidir, özlemli ve kiniktir, hem anlaşılmazlığa âşıktır hem halkçıdır, alaycı ve coşkuludur, kendini beğenmiş ve sokulgandır, biçimin bilincindedir ve onu dağıtmaktadır. Yaşlı Goethe’nin dediği gibi, “romantiklik hastalıktır”. Ama o da romantiklik olmadan edememiştir.
UYARI! Bu sayfada yer alan e-kitaplar tanıtım amaçlıdır. Yasal olarak indirmiş olduğunuz dosyanın 24 saat içersinde silinmesi gerekmektedir; silinmemesi durumunda tüm sorumluluk size aittir.