Stefan Zweig Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu (Brief einer Unbekannten) adlı uzun öyküsünü 1920’li yılların ilk yarısında kaleme aldı. Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu’nun kadın kahramanını sadece uzun bir mektubun yazarı olarak tanıyoruz. Kadının hayatı boyunca sevmiş olduğu erkek için kaleme aldığı bu mektubun “gönderen”inin adı yoktur. Mektubun başında tek bir hitap vardır: “Sana, beni asla tanımamış olan sana”. Kadın büyük tutkusunu hep bir “bilinmeyen” olarak, yani tek başına yaşamaya razıdır, bu aşk öyküsünde “taraflar” değil, sadece tek bir “taraf” vardır. Böylesine, gerçek anlamda aşk denilebilir mi? Zweig okurunu, bir kez daha, insan psikolojisinde eşine pek rastlanmayan bir yolculuğa davet ediyor. Bu yeni yolculuğun sonunda “mutlak aşk” kavramının şimdiye kadar bilinmeyen kıyılarına varmayı amaçlamış olması da bir ihtimal!
ZWEIG, Stephan (1881 – 1942) Avusturyalı romancı, oyun yazarı ve şairdir. Viyana’da doğdu. Felsefe öğrenimi gördü. Nazilerin yönetime gelmesi üzerine, ülkesini terk etti. Birçok ülkeyi gezdi. Eserlerinde, psikolojik çözümlemelere önem verdi. Kişilerin ruhsal durumlarını ele aldı. Dünya edebiyatının birçok ünlüsü hakkında incelemeler hazırladı. Başlıca eserleri: Kendi Hayatının Şiirini Yazanlar: Casanova, Stendhal, Tolstoy; Meçhul Kadının Mektupları, Tehlikeli Merhamet, Korku, Satranç Oyuncusu, Freud ve Öğretisi, Yürek Çöküntüsü, Herkesin Dostu Anton, Yarının Tarihi, Karışık Duygular, Değişim Rüzgârı, Yakıcı Sır, Magellan, Dünün Dünyası, Üç Büyük Usta: Balzac, Dickens, Dostoyevski; Lyon’da Düğün, Yıldızın Parladığı Anlar, Amok Koşucusu, Balzac Bir Yaşam Öyküsü, Ruh Yoluyla Tedavi, Buluşmalar
Elinize gözünüze sağlık