Toplumların binlerce yıllık yaşamına şöyle
bir geriye baktığımızda görüyoruz ki birey ola
rak insan canlı ve cansız çevresine ne kadar ba
ğımlı kalırsa kalsın bireyselleşme sürecinde gi
derek derinlemesine ilerliyor, kendi yetenekleri
ni tanıyıp keşfetmeye daha da önem veriyor. Bu
kuşkusuz ki övgüye değer bir gelişme. Ama ge
lişen ve çehresi gitgide değişen bir çevre içinde
insanın, yaşamını koruyup sürdürme veya ya
şar-kalma mücadelesi boyunca, bu çevreye gös
terebildiği uyum, insanı da hem sosyal hem de
ruhsal bakımdan kılıktan kılığa sokuyor. Evet,
bu sosyal ve ruhsal kılık değişimlerinin ortasın
da insan da şaşırmıyor değil, çevre değiştikçe
kendini yeni baştan keşfetmeye çalışıyor sanki
ve her yeni keşif yolculuğunda insanlık gerek
sosyal gerek ruhsal alanda yeni ülkelere ula
şıyor, ama gitgide bireyselleşerek, içine dönüp
yalnızlaşarak. Gerçi diyeceksiniz ki, insanlar ör
gütlenmesini de beceriyor, toplum denen o bü
yük kategori karşısında birey denen kategorinin
çaresiz ve yenik düşmesini, içme çekilmesini, yal
nızlaşmasını engelleyen bunca örgütler yaratı
yorlar. Örgütlü toplum tek tek insanın da geliş
mesini sağlıyor. Gerçi bu toplu gelişme en başta
çıkar faktörü yüzündendir ki arızasızca ya da
aksamalar, kavgalar, hatta savaşlar olmadan
yürümüyor, ama yine de maddesel bir ilerleme
var. Evet, böyle diyeceksiniz
Dacre Balsdon - Sevgi ve Toplumsal İlişkiler
Dosya sayısı birden fazla olduğunda ilgili sayfadan indirin. (Download botunu hata verir)
UYARI! Bu sayfada yer alan e-kitaplar tanıtım amaçlıdır. Yasal olarak indirmiş olduğunuz dosyanın 24 saat içersinde silinmesi gerekmektedir; silinmemesi durumunda tüm sorumluluk size aittir.